Dukan diyetine başladığımda ilk 3 günün çok zorlu geçeceğini biliyordum. Özellikle 3. gün canımın farklı gıdalar isteyeceğini o esnada büyük bir savaşa hazırlandığımın da farkındaydım. Ama başardım, atlattım. Yanımda kuzu butlarını, çilekli çikolataları midesine çekinmeden indiren bir adam varken ben yapabildiğime göre, herkes yapabilir! Buradan 'o adama' sevgiler, öpücükler, kase dolu peynirler....
KABIZLIK
Hayatı boyunca bu sorunu yaşamamış olan bünyem, proteinler sonucunda kitlenip beni saatlerce tuvalete mahkum edince bende bildiğim her yolu denedim. Zaten günlük sınırlı miktarda yediğim Yulaf kepeğinin çok büyük bir faydası oldu ama biraz daha rahatlamak için yeşil çay ve rezene çayı içtim. Ayrıca günde 2lt su içmem ve hareket etmemde sonucu maksimuma çıkardı. Şimdi her şey eskisi gibi.
AĞIZ KOKUSU
Bu sorunun olacağı kitapta zaten yazıyor. Benim için koku çok önemlidir ve bunu ciddi bir sorun haline getirebilirdim. Ama büyük bir markette şekersiz ağız spreyi buldum. Şekersiz sakızlarla kombinleyince bu sorunu da atlatmış oldum. Zaten koku en fazla 10 gün devam ediyor. Bünye alışınca ortadan uçup gidiyor.
YEMEK ÇEŞİTLİLİĞİNİN AZLIĞI
Türlü türlü yemekler denemiş, üstelik farklı mutfaklara meraklı benliğimi az ve öz sayıdaki gıdaya alıştırmam mümkün değildi. Mümkünde olmadı zaten. Dukan kitabında da bundan bahsediyor ve çeşitli tarifler vererek sıkılmanı engelliyor. Sıkıldığın noktada rejimi bırakma tehlikesine karşı bir çok yemek tarifi veren blog takip etmeye başladım. Hepsinde birbirinden mükemmel tarifler var. Yeter ki insan bir şeyi gerçekten istesin, kapılar teker teker açılıyor.
YORGUNLUK
İşte beni en çok zorlayan bu olmuştu. İlk 3 gün koltuktan kalkmak istemedim. Havanın karanlık olması mı yoksa rejime alışmaya çalışan bünyemin yarattığı bir durum mu yoksa ruhumun miskinliği mi bilemiyorum. Ama kendime 3 günlük bir tatil verdim. Hımbıl hımbıl koltukta oturdum (spor yapmadığım anlarda) ve sadece keyifli olmaya odaklandım. 4.gün kendimi sahilde avare bir şekilde dolanırken buldum. Enerjim yerime gelmişti. O anda vücudumun sesini dinlemeye karar verdim, biraz şımarıklık çok kötü bir şey sayılmamalıydı.
İşte hepsi bu kadar. Aşılabilecek zorlukları bildikten sonra önünü daha rahat görebiliyor insan. Ve sonrası adeta ojelenmemiş bir çorap söküğü....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder