ŞAHSEN, BİZZAT, KENDİMLE BAŞBAŞA KAHVE
Yeterince kalabalık, hız ve bize ait olmayan seslerin içinde yaşamaya çalışırken gerçekten içimizden ne geçtiğini veya ruhumuzun neler söylediğini duymakta zorlanırız. Tamam dürüst olacağım, 'duymakta zorlanmak' hafif bir tabir oldu çünkü duymamız aslında imkansızdır. İçimizden geçenleri değilde, yapmamız gerekenleri yaptığımız 24 saatin sonunda elimizde çoğunlukla 'yorgunluk' kalır. Kendimiz ve yine kendimize ayıracağımız başbaşa ufacık bir zaman dilimi hem duymamıza hem de biraz soluklanmamıza neden olacaktır. Bir kitap, bir fincan filtre kahve, ağaç gölgesi ve sessizlik... Belki de bu sessizlik içimizde ateşlenmeyi bekleyen fikir ve potansiyelleri harekete geçirir, kim bilir, hep güzel gelişmeler sessizlikte oluşur (spora başlamak, akşam yürüyüşlerine devam etmek, yazı yazmak, kurabiye süslemesi öğrenmek, yeni bir ülke keşfetmek, vs..). Üstelik gerçekten dinlenen ruhumuzun gücü bize başaramayacaklarımızın başaracaklarımızın yanında miniminnacık olduğunu hatırlatır, güç bende artık!!!!!!!
Not: Sizinle bu keyifli anı paylaşmak için ufak bir mola vermiştim ancak şimdi kitabıma geri dönüyorum ve yeni bir kahveye başlıyorum... Aklıma da ilginç şeyler gelmiyor değil, belli mi olur yakında yeni süprizler yaparım belki.
Sevgiler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder