24 Haziran 2013 Pazartesi

SON TOMBİK KUĞU'NUN YENİ KABUSU: HAVUZ & MAYO & GÜNEŞ




Aylardır sırtımda dayanılmaz ağrılarla boğuşuyorum yine de ses etmedim. Mızmızlanmayı pek sevmem, hayatımda hiç o kedi gibi hatunlardan da olamadım ne yazık, istediğini miyavlayarak her koşulda elde eden ve benim gerçekten saygı duyduğum bir kadın tipi. Karakterde ve boyda bir at formu olunca böyle kıvrım kıvrım kıvranıp gıkımı çıkartamadım ta ki geçen ay yataktan kalkamayacak duruma gelinceye. Hemen tanıdığım bir doktora koştum, bel Mr’ı, muayene derken hiçbir şeyim olmadığını sadece sırt kaslarımın zayıf olduğunu ve bir tip tutulma yaşadığımı söyledi. Gel zaman git zaman bu tutulma Alacakaranlık filminin bir bölümü gibi dehşet verici bir savaşa dönüştü ve ben artık sabah eğilemez doğrulamaz, vapurda oturamaz hatta klimalı bir yerde bulunduktan sonra nefes alamaz duruma geldim. 

Dün evimin yakınında başka bir hastaneye gittim, dedim bu böyle olmayacak acilden girerim gerekirse ama benim belime bakın, yığılıp kalıcam lobide, hemen doktor arandı müsaitmiş sağ olsun, ben daldım odasına. Doktor ben dedim ölüyorum, 26 yaşında 62’lik gibi oldum bi çare bulun bana. Nasıl zarif ve kibar bir doktor anlatamam (odasına böyle dalan birinin üstüne kahkaha atmadı yani oradan pay biçin artık), ellerinden
öpüyorum kendisinin bir de o son cümleyi kurmasaydı iyiydi (geleceğim hemen oraya). Hemen muayene etti, eski mr ve filmlere baktı; ufak tefek fıtıklaşmalar varmış ama henüz kaynımda da var aynısına dönmemiş, dikkat etmem gerekirmiş. Ben de dayanamadım patlatıverdim bombayı ‘ben son bir yılda efsane kilo aldım, gerçi şu anda minik minik gidiyor ama aldığım hızla değil, acaba benim emektar omurilik bu yükü taşımakta mı zorlanıyor?’. Bammmmm! Doğru tespit, ani kilo artışının bel ağrısında doğrudan ilgisi varmış ve bel bu yükü taşımadığı için öne doğru duruş bozukluğu oluşuyormuş. Belim büküldü derken yalan söylemiyormuşum meğer büklüm büklüm olmuşum. Tabi bu öyle abartılacak bir durum değilmiş ve tedavisi de varmış. Şirinlerde ki gibi hoppidi hoppidi içimde bir çocuk koşmaya başladı, dışımdakinin hali yoktu o izledi sadece. Fizik tedavi ve yüzme bu işin kesin çözümüymüş, hatta yüzmeye başlarsam 3-4 gün sonra ağrıların geçtiğini görecekmişim ama stilli yüzmek gerekiyormuş, hemen havuza yazılmalıymışım. 


Neeeeeee!!!! Havuz mu? 


İşte bunu söylemeyecektim sevgili doktorum, yıktın bitirdin beni. Ben tabi boynum bükük çıktım, sevgili eşim yetişemediği için kapıda beklemiş, kıyamam. O kadar dehşet içindeydim ki bir an fark etmedim bile orada olduğunu, 'herhalde acayip kötü bir şey söyledi doktor, bizim ki gitti' diye düşünmüş. Ben durumu nasıl anlatıcam şimdi diye kıvranıp dururken dayanamadım bu acıya ve dedim ‘yüzmem lazımmış’.


Geçen aylarda bir spor salonuna yazıldığımızı söylemiştim sanırım; efendim 
bu salonun hem kapalı hem açık havuzu var ayıptır anlatması, sevgili eşim de tutturdu ‘açık bölüm çok keyifli haftasonları gidelim’ diye, ben bin tane yalan bahane, diyemiyorsun ki ‘arkadaş ben senin çıkmaya başladığın o yavru ceylan değilim artık, zaten zor zamanlar geçiriyorum bi git üstüme gelme, halka açık yerde sergileyebilecek bir ruh hali içerisinde değilim, sen yüz ama rica minnet beni daraltma’ . Onun yerine ‘başım ağrıyor sanırım, ay belim ağrıyor, offf sıcak şimdi daralarım ben’ diye geçiştiriyordum ne güzel, ne güzel tabi ama artık nasıl atlatıcam bu durumu bilemiyorum.  Geçen yaz aldığım hiçbir bikiniyi giyme ihtimalim de yok hem zaten ben bir cesaret giysem içine giremem yani bir daha alışveriş =) hihihi stop!!! hımmmm neyse hiç hoşuma gitmedi bu sefer alışveriş fikri, ilk defa. Ama yapacak bir şey yok, ya bu ağrıyı çekeceğim ya da o havuza gireceğim, ben havuz da pek sevmem aslında. Vallahi bahane olsun diye söylemiyorum, saatlerce denizden çıkmayan, derisi pörsüyene hatta 3 deri değiştirene kadar yüzme kapasitesi olan ben, iş havuza gelince o klor kokusundan kalabalıktan asabı bozuk katil balina haline geçiyorum.




Yaz yaklaşırken biliyordum ben bu başıma gelecekti yani o güneşin çıkmasından tahmin etmem lazımdı, 'ne de olsa ağustosta tatile çıkıyoruz o zamana kadar biraz daha düzelirim' diye düşünürken yine bir sürpriz yaptı hayat bana. Olacak iş değil arkadaş havuz, mayo, yüzmek, 300 kişi ile aynı yerde allahım kabus mu bu, şakalaşıyor muyuz neyiz bu hayatla ben hiçbir şey anlamadım, uyanmak istiyorum, cimcirin bi zahmet, amannnnnn!!! 

Kurtar bizi Marilynnnn, etli etli dolanılan o günleri geri getir bize, hayrına giyerim beyaz mayo, sözüm söz!!








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder