Aylardır sırtımda dayanılmaz ağrılarla boğuşuyorum yine de
ses etmedim. Mızmızlanmayı pek sevmem, hayatımda hiç o kedi gibi hatunlardan da
olamadım ne yazık, istediğini miyavlayarak her koşulda elde eden ve benim
gerçekten saygı duyduğum bir kadın tipi. Karakterde ve boyda bir at formu
olunca böyle kıvrım kıvrım kıvranıp gıkımı çıkartamadım ta ki geçen ay yataktan
kalkamayacak duruma gelinceye. Hemen tanıdığım bir doktora koştum, bel Mr’ı, muayene derken hiçbir şeyim olmadığını sadece sırt kaslarımın zayıf olduğunu ve
bir tip tutulma yaşadığımı söyledi. Gel zaman git zaman bu tutulma
Alacakaranlık filminin bir bölümü gibi dehşet verici bir savaşa dönüştü ve ben
artık sabah eğilemez doğrulamaz, vapurda oturamaz hatta klimalı bir yerde bulunduktan
sonra nefes alamaz duruma geldim.
Dün evimin yakınında başka bir hastaneye
gittim, dedim bu böyle olmayacak acilden girerim gerekirse ama benim belime
bakın, yığılıp kalıcam lobide, hemen doktor arandı müsaitmiş sağ olsun, ben daldım
odasına. Doktor ben dedim ölüyorum, 26 yaşında 62’lik gibi oldum bi çare
bulun bana. Nasıl zarif ve kibar bir doktor anlatamam (odasına böyle dalan birinin üstüne kahkaha atmadı yani oradan pay biçin artık), ellerinden
öpüyorum
kendisinin bir de o son cümleyi kurmasaydı iyiydi (geleceğim hemen oraya). Hemen
muayene etti, eski mr ve filmlere baktı; ufak tefek fıtıklaşmalar varmış ama
henüz kaynımda da var aynısına dönmemiş, dikkat etmem gerekirmiş. Ben de
dayanamadım patlatıverdim bombayı ‘ben son bir yılda efsane kilo aldım, gerçi
şu anda minik minik gidiyor ama aldığım hızla değil, acaba benim emektar
omurilik bu yükü taşımakta mı zorlanıyor?’. Bammmmm! Doğru tespit, ani kilo
artışının bel ağrısında doğrudan ilgisi varmış ve bel bu yükü taşımadığı için
öne doğru duruş bozukluğu oluşuyormuş. Belim büküldü derken yalan
söylemiyormuşum meğer büklüm büklüm olmuşum. Tabi bu öyle abartılacak bir durum
değilmiş ve tedavisi de varmış. Şirinlerde ki gibi hoppidi hoppidi içimde bir
çocuk koşmaya başladı, dışımdakinin hali yoktu o izledi sadece. Fizik tedavi ve
yüzme bu işin kesin çözümüymüş, hatta yüzmeye başlarsam 3-4 gün sonra ağrıların
geçtiğini görecekmişim ama stilli yüzmek gerekiyormuş, hemen havuza
yazılmalıymışım.
İşte bunu söylemeyecektim sevgili
doktorum, yıktın bitirdin beni. Ben tabi boynum bükük çıktım, sevgili eşim
yetişemediği için kapıda beklemiş, kıyamam. O kadar dehşet içindeydim ki bir an fark etmedim bile orada olduğunu, 'herhalde acayip kötü bir şey söyledi doktor, bizim ki gitti' diye düşünmüş. Ben durumu nasıl anlatıcam şimdi
diye kıvranıp dururken dayanamadım bu acıya ve dedim ‘yüzmem lazımmış’.
Geçen aylarda bir spor salonuna yazıldığımızı söylemiştim sanırım;
efendim
bu salonun hem kapalı hem açık havuzu var ayıptır anlatması, sevgili
eşim de tutturdu ‘açık bölüm çok keyifli haftasonları gidelim’ diye, ben bin
tane yalan bahane, diyemiyorsun ki ‘arkadaş ben senin çıkmaya başladığın o yavru ceylan değilim artık, zaten zor zamanlar geçiriyorum bi git üstüme gelme, halka
açık yerde sergileyebilecek bir ruh hali içerisinde değilim, sen yüz ama rica minnet beni
daraltma’ . Onun yerine ‘başım ağrıyor sanırım, ay belim ağrıyor, offf sıcak şimdi
daralarım ben’ diye geçiştiriyordum ne güzel, ne güzel tabi ama artık nasıl
atlatıcam bu durumu bilemiyorum. Geçen yaz
aldığım hiçbir bikiniyi giyme ihtimalim de yok hem zaten ben bir cesaret giysem
içine giremem yani bir daha alışveriş =) hihihi stop!!! hımmmm neyse hiç hoşuma gitmedi
bu sefer alışveriş fikri, ilk defa. Ama yapacak bir şey yok, ya bu ağrıyı
çekeceğim ya da o havuza gireceğim, ben havuz da pek sevmem aslında. Vallahi bahane
olsun diye söylemiyorum, saatlerce denizden çıkmayan, derisi pörsüyene hatta 3
deri değiştirene kadar yüzme kapasitesi olan ben, iş havuza gelince o klor
kokusundan kalabalıktan asabı bozuk katil balina haline geçiyorum.
Yaz yaklaşırken biliyordum ben bu başıma gelecekti yani o güneşin çıkmasından tahmin etmem lazımdı, 'ne de olsa ağustosta tatile çıkıyoruz o zamana kadar biraz daha düzelirim' diye düşünürken
yine bir sürpriz yaptı hayat bana. Olacak iş değil arkadaş havuz, mayo, yüzmek,
300 kişi ile aynı yerde allahım kabus mu bu, şakalaşıyor muyuz neyiz bu hayatla
ben hiçbir şey anlamadım, uyanmak istiyorum, cimcirin bi zahmet, amannnnnn!!!
Kurtar bizi Marilynnnn, etli etli dolanılan o günleri geri getir bize, hayrına giyerim beyaz mayo, sözüm söz!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder