Bir çok zayıflama
deneyimim oldu ömrüm boyunca ve doğal olarak diyetisyen, doktor ve alternatif
yöntemler, bir değil beş değil on değil, öyle bir çılgınlık. Onların bir günahı
yok, benim devreler sorunlu. Bir gazla başlayıp ‘Yapamıyorum arkadaş ben, yemesem
de veremiyorum’ diyerek bitiriyordum. Yemesem dediğime de pek bakmayın. İnanmadığım
bir şeye başladığım için yani aslında özünde kendime inanmadığım için kimsenin
faydası olamıyordu bu çaresiz mazluma.
Sonuncusunda annemin hediyesi üzerine yeni bir doktora
gittim, bilmiyorum bu kaçıncı yani sayamadım. Bağdat caddesinin minyon
hanımları arasından geçerek ulaştığımda kapıda bizi şeker ötesi bir bayan
karşıladı. Yeliz abla’ya buradan selam olsun, benim hep ’erken geleyim, aradan
girerim beklerim biraz’ gibi kaprislerimi gülümseyerek karşılamaya devam
ediyor, üstelik her gittiğimde kucaklaşarak buluşuyoruz, seviyoruz birbirimizi
yahu.
İnsan doktoruna bu motivasyonla giderse başarısız olur
mu? Olur? Misal ben ilk gittiğimde başarısız oldum ama bu benim hatamdı (hatamı
da kabul ederim). Kendime inanmıyor, kızıyor, kavga ediyor ve sürekli
cezalandırıyorken tanıştım Ayça Kaya ile. Gözlerinin içi gülen kadın, güzel
insan. Ama benim gözlerimdeki o parıltı kaybolmuştu, dükkanı kapatmış bakkala
dönmüştüm eğlenceli her şey içeride kitli, kilodan önce tiroit problemi insülin
direnci gibi birçok sıkıntıyı öncelikli halletmemiz gerekiyordu, (kilolar ile
geldi neredeyse hepsi, daha önce bilmem ben öyle hastalık falan) sağlığı geri
kazanmak madde 1’di ama ben kendimde o gücü bulamadım hiç, ilk gittiğimde bile
yüzüm asıktı, bu nedenle ara vermeye karar verdim. Önce o parıltıyı geri
kazanacaktım, kavgayı bitirecek ve bu sefer sadece kendim için inanç toplayarak
gidecektim yanına.
Sanılanın aksine geri
dönme sözü verilip bir daha gidilmeyen doktorlardan değildi, insanın aklında
kalan, inanılan, ‘bir tek o yardım edebilir’ denilenlerdendi. Geri döndüm. Beni
yine o güler yüzleriyle karşıladılar, bu sefer bende onlara kocaman
gülümsüyordum, ‘değiştim’ dediğimde inandılar bana, bıraktığım dönemde aldığım
kiloları bile yüzüme vurmadılar (hoş vursalardı altından kalkamazdım, bence
göze alamadılar) ve hatta şu anda kilomu bile bilmiyorum. Tartılıyorum ama bana
ekranı göstermiyorlar, bu sırrı bir tek Ayça Abla ve ekibi biliyor, böylelikle
motivasyonum asla düşmüyor. İnsan doktoruna Abla der mi? Der vallahi, her
gördüğünde ahtapot gibi boynuna atlar, özel hayatında yaşadığı sıkıntıyı bile
paylaşır, öyle dost. İşte bu nedenle inanıyorum başaracağımıza çünkü ben diyet
yapmıyorum, yaptırmıyorlar. Listem bile yok buzdolabına asacak. Uzun bir yol değil, adım adım değiştiriyorlar
beni, değiştiyorlar ki bir daha 10 kilo verip 20 kilo alarak, mutsuz ve
dokunsan ağlayacakmış gibi geri dönmeyeyim.
Tekrar başlamadan önce Tuna Hoca ile zihnimdeki ve
kalbimdeki yanlış anlaşılmaları düzelttim (hala devam ediyoruz, onunla da söyleşi
sözüm var en yakın zamanda yapacağım) şimdi sevgili Uzm. Dr. Ayça Kaya ve ekibi
ile vücudumdaki yanlış anlaşılmaları düzeltiyorum. Son model makyajlanmış araba
gibi çıkacağım tatillere, o derece emek var üzerimde.
Biraz önce buzdolabına asacağım listem yok derken
ciddiydim yalnız, liste tarif falan yok, yediğimi yazdığım bir defterim ve
doktorumun son çıkan kitabı ‘Sayarak Zayıfla 5,3,3,3’ dışında çantamda biraz
badem ve su ve bir elma var. Ben tırtıkladığım lokmaya kadar her yediğimi saati
saatine yazıyorum ve o hafta buluştuğumuzda kendisine gösteriyorum, tek tek
kalem kalem üzerinden geçerek yanlışlarımı gösteriyor, ‘Bu hafta bunun yerine
bunu yapmanı öneriyorum’ diyerek alternatifler sunuyor, en problem yaşadığım
noktalara çözümler buluyor. Yani ben bilemiyorum öyle kibrit kutusudur,
200gramdır, saniye tutulan maratonlar vs vs. Hava atmak gibi olmasın tatlı bile
yiyorum (dondurma tarifi nasıl çıktı sanıyorsunuz=)).
İlerleyen günlerde
günlüğüm ve değiştirilen maddelerini, önerileri yazacağım ama şimdi söyleşi
zamanı! Doktorum Uzm. Dr. Ayça Kaya ile Son Tombik Kuğu’nun keyifli söyleşine hoş
geldiniz efendim, kalem kağıtlar hazırsa büyük değişimler yaratacak detaylarla
dolu yazımız başlıyor!!!!!!!
Son Tombik Kuğu: Ayça Abla olarak yazabilir miyim?
Ayça Kaya: Tabi ki ( burada baya gülüyoruz, ilk günden
beri annemin arkadaşlarından biri sanki öyle bir his var içimde. Gerçi annemle
arkamdan planlar yapıyor olma ihtimalleri çok yüksek ‘Ayçacım eti senin kemiği de
senin buyur’ demiş olabilir şaşırmam).
S.T.K. : Blog yazmaya yeniden başladım, yaşadıklarımı paylaşıyorum,
spor yapıyorum yani eskiden olduğu gibi değil baya baya gidiyorum. Kendime bakmaya
bile başladım mesela artık makyajla uyumuyorum (kahkahalar). Birde pozitif
düşünce eğitimi alıyorum, kendime kızmıyorum baya baya ekip olduk biz kendimle.
(Barış şarkıları içimde, ülkem için dualar sonsuz)
A.K. : Ben de inanıyorum sana (oleyyyyyyyyyy). Her gün
yeni bir gün ve her gün yeniden başlıyorsun hayata. Tevekkül etmeyi ihmal etme.
Ders çıkar, devam et.
(Bu arada birazcık özel konuştuk J, eşim falan okuyor bu
yazıları, sansürün sebebi, anlarsınız halimi)
S.T.K. : Bu insülin direnci ne menem bir şeymiş yahu,
inanılmaz acıkıyorum, ben kendim ve şahsım olarak 3 kişilik acıkıyoruz. Yemek yiyorum
1 saat sonra gözüm buzdolabında. Ne yapmam lazım?
A.K. : Bu tamamen insülin ile ilgili, acıkmaların,
yorgunluğun ve tatlıya olan düşkünlüğün. Sütlü kahve içebilirsin bu ani
acıkmalarda. Yiyecek bir şey ise Leblebi (beyaz veya sarı).
S.T.K. : Asıl
sorun gece başlıyor, ben gece yemek yiyince kilo alıyorum ama geç saatte
yatıyorum ve bir şeyler yemek istiyorum. Beni durduracak ya da çok zarar
vermeyecek bir yöntem var mı? (Hoş geldin Paradox, özlemiştik bebişim, otur bi
çay söyleyelim sana)
A.K. : Gece zaten çok geç yatmamaya çalış, ama çok
acıkırsan 8-9 adet kuru çekirdekli vişne ye.
S.T.K. : Metabolizmamın şakacı olduğunu biliyoruz, peki
biraz ona destek verebilecek, hızlanmasına yardım edecek bir yöntem var mı?
A.K. : Midenin durumu iyi ise yemeklerden önce yarım
greyfurt yiyebilirsin ve günde 2-3 fincan yeşil çay içebilirsin.
S.T.K. : Gücüm çok azalıyor, baygın gibi geziyorum,
enerjim olsa sporumu daha çok yapacağım ama bu bahane değil gerçekten nine gibi
hissettiğim günler oluyor. Nasıl enerjimi geri kazanabilirim?
A.K. : İnsülin direncini tedavi ediyoruz, düzelince
enerjin de geri gelecek, o zamana kadar sporunu ihmal etme, yap.
S.T.K. : Tatlı yemeyi çok seviyorum, gözüm dönüyor,
rüyama giriyor, ağlayasım geliyor, üzülüyorum kendime, ne yapabilirim (burada biraz
fazla gülmüşüz gözümüzden yaş geldi, kendimi kendimle bu kadar güldürdüğüm de
az olmuştur).
A.K.: Kuru hurmaları al, çekirdeklerini çıkart içine
günkurusu kayısı ekle haşla ve rondoya 1 tatlı kaşığı tarçın, 5-6 çiğ badem
koyup püre haline getir. Sonra onu kalın hamur gibi aç ve streçle dolaba koy. Dilim
dilim yiyebilirsin. Tatlı isteğini giderecektir. ( Şahane bir tarif, ben
yaptım, bir dilim yedim ertesi gün canım çekti bir dilim daha almak istedim,
kahvemi koydum ve puffff geri kalanını eşim bitirmiş. Bravo bravo, başka
alternatifi yok çünkü)
S.T.K. : Kavun, karpuz gibi soğuk meyveler yiyince iyi
hissediyorum, limonata vs. uygun mu tüketebilir miyim? Malum yaz geldi, sıcak.
A.K. : Meyve şekerin şekil değiştirmiş halidir, fazlası
şeker olarak vücudunda kalır. Özellikle kavun ve karpuz çok şekerlidir. Ama bir
ince dilim karpuz yiyebilirsin. Limonatayı sen yapıyorsan ve şeker koymuyorsan
uygundur.
Ödevlerimi vermeden önce minik bir konuşma yaptı bana
Ayça Abla ve bu söyleşiden bir hafta sonra gittiğimde 500gr yağ gitmişti. Az
mı? 2 paket margarin hayal et.. Evet bence de affeeeriiimmm bana öpüyorum
kendimi. İçimin yağları eridi ayol hahayyt.
Ayça Kaya: Asla demoralize olma, buna müsaade etme. Her
gün yeniden başla, yeni bir gün ve bir önceki günden daha az yemeye niyet et. Dün
bitti bugün yeniden başlıyorsun. Bencil olma her şeyi paylaş. Hayata iyi ve
güzel tarafından bak ve en önemlisi Affet! Affettikçe hafifleyeceksin.
Ve ödevin;
Ekmek (beyaz ekmek yasak, insülin tetikçisi) dışında
tahıl tüketme (kek, börek, makarna, pilav vs vs).
Her yediğini dakikası dakikasına yaz.
5333 kuralını uygulamaya çalış. +,- 1 olabilir bu hafta.
(mesela 5 tahıl hakkım var ama ben 4 yedim, sorun değil veya 3 süt ürünü hakkım
var ama bu hafta 4 tükettim, bozulmaca yok).
Bu haftaki söyleşimiz biterken önümüzdeki hafta için yeni
bir randevu aldım ve şimdiden soruları düşünmeye başladım. Öğrendiğim bu önemli
bilgileri sizlerle paylaşmak için can atıyordum. Herkes bilmeli bunları,
yaymalıyız böyle eski uğur mektupları gibi.
İçimden ‘Şanslısın be Tombik Kuğu, değerini bil’ diye
geçirdim. Gülümsedim ve Cadde’de minik bir yürüyüşe çıktım, ağaçlarıma
sarıldım, inandım!!!
Ayça Kaya ile tanışmadım ama kendisini ekranlardan izleyerek çok sevdim, kitabını da aldım çok faydalı buldum inşallah en kısa zamanda bende hastası oalcağım. yazınız çok güzel olmuş. okuyunca kendimi gördüm. umarım istediğiniz kiloya inmişsinizdir.
YanıtlaSil