25 Ocak 2012 Çarşamba

GELİN ATA BİNMİŞ, "GÖBEĞİMİ YANA ÇEKİN!!" DEMİŞ

Her genç kızın hayali "o beyaz gelinliği" giymektir gibi bir şehir efsanesi vardır. Evli biri olarak hiç böyle hayallerim olmamıştı, olmadığı için de baya bir garipsenmiştim. Garipsenmekle kalmayıp bu fikrin bünyeme aşılanması için çeşitli girişimlere ve baskılara maruz kalmıştım.






Evleneceğim zaman ise kendimi baya büyük bir panayırın içinde buldum. Düğün öncesi zayıflama kampından tut gelinlikçi provalarına komün halinde gidilmesi için yapılan programlara kadar benim haricimdeki herkesin büyük coşku içerisinde olduğu bir dönemdi. Gel zaman git zaman yaşanan bu filmi unuttum. Unutmak için bir kaç terapi görmem  gerekti ama sonucunda normal yaşantıma devam edebildim.


Tam bunların üstesinden gelmiş, o kamp döneminde verdiğim kiloları almışken bu sene elime geçen davetiyelerle kabusum yeniden kapıma dayandı. Hala kızından en yakın arkadaşa kadar toplamda bu sene gidilmesi gereken "4" NİŞAN ve "5" DÜĞÜN konseptli zorunlu aktivite programlanmış oldu.




İlk günler 'Yahu daha çok var, zamanı gelince bakarız bir şeyler' diyordum ancak Annem her zamanki gibi duruma el koydu ve bütün ağırlığını bana baskı yapmaya adadı. Bütün sülalemin olacağı düğünlerde şanımın yürümesi, eltilerin ağzına laf verilememesi, hala torununa caka satılması gibi bünyemde hiç oluşmamış kadınsı duyguları canlandırmak içi çeşitli yollar denenmeye devam ediyor. Kendimi içerisine sokamadığım bu ruh hali için bir hayli endişelenip 'bende kadın dna sı yok galibaaaaa' diye bir buhrandan diğerine atlarken sevgili eşim güvenimi tazelemek için elinden geleni yaptı, sağolsun. ' Hayatım, sen çuvalla giysen parıldarsın!' Tabi hiç çuvalla görmediği için rahat rahat konuşuyor, o görüntüyü hayal etse dahi vazgeçerdi bunları söylemekten.

Geçtiğimiz haftalarda bir gün, çevremde yaratılan bu atmosfere kapılarak bir kaç abiye denemek için annemle düştük yollara. Elbiselerin uçuk fiyatlarına mı yanayım? Kış ayında yazlık abiyeleri bulmak için türlü dedektiflikler yapmamıza mı yanayım yoksa 42 beden yazıp 38 beden üretilen kıyafetlerin içerisine giremediğim için annemin yolladığı okların acısına mı ağlayayım bilemedim. Tam ağladım ağlayacağım, böyle çizgi filmlerdeki bebeler gibi doldu gözlerim; hemen kendime bir kaçış yolu buldum ve ' Yaza kadar zayıflarım biraz, öyle bakarız elbise. Hem daha uygun olur fiyatlar.'diyiverdim. Aslında çok inandırıcı değildi söylediklerim ( her genç kız, en az 2 düğün dernek öncesi alışverişte böyle cümleler kurmak zorunda kalmıştır) ama inanmış gibi yaptık ve bu sevdadan şimdilik vazgeçtik.



İçim bir burkul bir burkul, yemek yiyemedim o gün. Hemen üzülmek yok, ertesi gün telafi ettim un kurabiyesiyle.


Sen karar vermişsin, sevmişsin evleniyorsun tamam çok güzel ama ben aç kalıyorum be kardeşim. Adalet mi bu şimdi? Herkesi almış bir evlenme telaşı, haldır haldır düğün yapılıyor hatta 4 ay öncesinden düğün yerleri  tutuluyor bir de nikah kesmiyor 500 kişilik salonlarda çekiliyor bu film, tek derdimiz kim ne giymiş, kim ne demiş, kim ne takı takmış.Sanki ne? Hoş, herkes evlensin çok istiyorsa lafım yok ama faturası bana çıkıyor, derdim o. Spor salonuna yazıl, yemekten kıs, tatlıya veda et, stres ol. Ben evlenirken bu kadar kasılmadım.


Henüz ocak ayındayız, hazirana daha var 4 ay. Hesaplamalar başlasın! Ayda 2 kilodan eder 8 kilo bu 2 bedene denk geliyor böylece o yalancı 42-40 bedenlerdeki abiyelerin içine rahatça sığabileceğim (vakumlu poşetin içerisindeki battaniye gibi büzülmek zorunda kalmayacağım), şimdiden para biriktirmeye başlasam önümüzdeki ocağa kadar taksitleri uzatsam, baba tarafı ile ana tarafında değiş tokuş giysem kıyafetleri toplamda 4 abiye, arkadaş düğünü için özel hediyeler baksam o zamana kadar elbet bir indirim dönemi denk gelir, bu demek oluyor ki ben hayatımın geri kalan kısmını "4" rakamını bölüp çarpıp bölüp toplayıp bir şekilde denk düşürmeye çalışarak geçireceğim. Ki eminim yalnız değilim çünkü son trend " BİZ EVLENİYORUZ!".



Bundan sonra ki bir kaç yazımda "kilo-abiye" parametresi içerisindeki bilinmez denklemlerden kurtulma çabalarımı yazmayı planlıyorum. Bununla da kalmayıp yeni trend saç, makyaj, aksesuar mevzularına gireceğim gibi gözüküyor yoksa maşalı saç, kırmızı ruj, tafta abiyeli bir görüntü benim için Freddy ile eş değerdir. Uzun araştırmalar ve tartışmalar beni bekliyor. Zira tek başıma çözebileceğim problemler değil bunlar, acil yardıma ihtiyacım var.






               Yeni diet alternatiflerim ve abiye modellerim ile karşınızda olacağım efenim, esen kalın.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder